İnsanoğlu yaradılışı gereğince yaşamı boyunca kendini iyi hissedebilmek için değişik duygulara ihtiyaç duyar. Bu duygular hem bedenin hem de ruhun zaruri ihtiyaçlarından olan vitaminler gibidir. Evlilik öncesi bekarlık yaşamında insan kendini tanımak ve eksikliklerini tamamlamak için oluşturulacak bir yapıya ihtiyacı vardır. Belli bir yaşa kadar varlığını sürdüren bu düzen evlilik denilen değişimin gerçekleşmesiyle başka noktalara sürüklenir. Evlenince doğal olarak bir kişi olmayacağından, birden çok seçeneği yaşayacağından, birden çok anne ve babaya sahip olacağından dünyasına yeni bir anlayış getirmesi gerekir ki oda biz olmaktan geçer.

Biz olmak evlilik yolundan emin adımlarla yürünebilmesi için ulaşılabilmesi gereken bir basamaktır. Varlığı fark edilmesi gereken bir penceredir. Hakkında çok şey yazılmasına rağmen tarifi mümkün olmayan yaşanılarak niteliği anlaşılabilecek bir duygudur. Aslında bir şey değildir biz olmak evliliğe anlam katan her şeydir. Biz olan ailelerde gönülden gönüle kurulan bağlar vardır. Aile bir kaçış yeri değil bilakis yaşam yolculuğunda durulup dinlenilmesi ve keyfiyetine varılması için oluşturulmuş bir limandır. Biz olmak iki benin birleşip yeni bir çatı altında kendi dünyasını kurma çabasıdır. Biz olan aileler yaşamlarında kendilerine ait bir sistem ve düzen oluşturduklarından başkaları gibi olmaya çalışmazlar. Kendilerini bularak, iki beni bir bütün yapıp yaşamaya başlarlar.

Biz olmak yuva kurduktan sonra oluşturulması gereken zorunlu bir yolculuktur. Yaratıcının fıtrata yüklediği paylaşmayı, bir bedende iki can olmayı yaşamaya başlama halidir. Yalnız yapamayacağını anlayıp yaşamın geri kalanına bir yol arkadaşı ile devam edilmesidir. İnsan yaşam yolculuğunda oluşabilecek psikolojik yükü yalnız başına taşıyabilecek kadar güçlü değildir. Elinde her türlü imkan olmasına rağmen bir müddet sonra yanında birini, birilerini görmek ister. Bu ihtiyacın biyolojik bir genetiği olmamakla birlikte görünmeyen psikolojik genetiğinin varlığı tartışmalıdır. Biz olmanın bir ihtiyaç olduğunu Hz Adem Aleyhisselamın yaşantısından anlayabiliriz. Allahu Teale ona yeryüzünde her türlü imkânını sunmasına karşın, onun yalnız yapamayarak yanına bir eş istemesi bunu gösterir niteliktedir.

Biz olmak bir ihtiyaç olduğundan eşler aile içerinde bu duyguyu oluşturamazlarsa dışarıda arayışlar başlar. Kahveye gider biz olmaya çalışır. İnternete, sanal sosyal aleme karışır, biz olmak ister. Biz olmak anlamak ve anlaşılmayı, sevmek ve sevilmeyi içerdiğinden evde karşılanmaması insanı arayışlara sürükler. Bu arayışların insanı nerelere götüreceği ve nerelerde sonlanacağı bilinemez.

Ailenin biz olması demek bekarlık hayatındaki alışkanlıkları ve yaşantıları bir kenara bırakıp yeni bir oluşum içerisine girilmesi demektir. İnsan bekarken tırtıl misalidir. Yaşamın keyfiyetinin fakına varamaz. Yaşamı işlerden ve acılardan ibaret sanır. Tırtıl gibi sabırla koza örüp olgunlaşırsa kanatlanıp uçmaya başlar. Kelebek gibi bir kanata sahip olduğunda biz olan bir varlığa dönüşür. Kanatlar ona ayrı bir vasıf kazandıracağından yaşamında keyfiyet başlar. Evlilikte de biz olmak iki eşin birbirinin gözüne bakarken daha önce yaşamadıkları hazzı yaşayarak kanatlanıp uçmalarına benzer.

Bir ailede tüm bireyler en mutlu oldukları yeri aile olarak görüyorlarsa biz olmaya erişmişlerdir. Aileden kaçıp alış veriş merkezlerine, kafelere, internete bir sığınma varsa biz olmak için daha atılması gereken adımlar vardır. Emek ve çaba harcamadan ortaya bir şey çıkmayacağı gerçeğinden hareketle biz olabilmek içinde çaba sarf etmek gerekir. İnsan biyolojisinin sağlıklı bir şekilde tıkır tıkır işleyebilmesi için beslenmeye ve vitamin almaya ihtiyacı varsa ailenin de yaşam yolculuğunda sorunsuz bir şekilde yol alabilmesi için biz olmaya ihtiyacı vardır. Nasıl ki bedenin bağışıklık siteminin güçlenebilmesi için beslenmesi gerekiyorsa ailenin de güçlenmesinin yolu görünmez yollardan duygusal olarak beslenmesinden geçer. Buda eşlerin adımlar atmasıyla, yaşamlarındaki engelleri fark etmesiyle gerçekleşir.

Biz olmak için iki insan arasında oluşturulacak bir uyuma ihtiyaç vardır. Evlenip çatı kurduktan sonra bir bedende uyumla yaşamak gibidir. Nasıl ki bir araçta onlarca parça olmasına rağmen bütün parçalar hareketi sağmak için uyum içinde çalışabiliyorsa eşlerinde yol alabilmesi için düzen kurmaları gerekir. Oluşabilecek herhangi bir ayrılık varılmak istenen noktaya varılmasına engel oluşturur. Uyumsuzluğun olduğu yerde bozulmalar yolda kalmalar başlar.

Biz olmak aynı dalda iki meyvenin olgunlaşması halidir. Ziraatçılıkta aşılama diye bir işlem vardır. Bu işlem bir ağaca uygulandığında iki farklı bitki özelliğini kaybetmeden bir bedende yaşamaya başar. Ve bir müddet sonrada biz olarak çiçek açıp meyve vermeye hazırlanırlar. Evlilikte de eşlerin kendi kişisel benlerini bozmadan aynı çatı altında fazlalıkları törpüleyerek yaşamaya devam etmeleri halidir.

Evlenip aynı çatı altında birleştikten sonra vakit kaybetmeden biz olmak düşünülüyorsa yerine getirilmesi gereken bazı adımlar vardır. Her evlenen çiftin bir oluşum içine girmeden biz olması mümkün değildir. Fakat, çaba harcayan eksikliklerini fark edip önlemler alan bireylerin bu yolculuğu tamamlamaları muhtemeldir.

Tüm hakları mahfuzdur. Murat İDİN’in “Evlilik Yürütme Sanatı” kitabından alınmıştır. Site kaynağı ve isim gösterilmeden alıntı yapılamaz.


Ofisimizde Verdiğimiz Hizmetler: Adana da Psikolog, Adana da Aile Danışmanı, Adana da Evlilik Terapisi, Adana da Ergen Terapisi, Adana da Çocuk Psikologu, Adana da Pedagog Hizmeti, Bireysel Terapi, Psikolojik Kökenli Bozukluklar için Cinsel Terapi, Tüm Dünyaya Yönelik Online Terapi Hizmetleri, Psikolojik Gelişimsel Testler, Öğrenci koçluğu ve Eğitim Danışmanlığı, Belediye ve Sivil Toplum Kuruluşları İçin  Seminer ve Konferans Çalışmaları