Oyunu, gereksiz aktiviteler zinciri, boş yere geçirilen zaman olarak yorumlamak hatalı bir yaklaşım olacaktır. Oyunu, çocuğun her yönüyle gelişimine katkı sağlayan, ailenin vermediği bir takım becerileri kazanmaya yardımcı olan, aile içi eğitimdeki boşlukları dolduran, çocukluk dönemine özgü doğal ve aktif bir öğrenme ortamı şeklinde tanımlamak sanırım yerinde bir yaklaşım olur.

Hz. Mevlâna, ‘Fihi Ma Fih’ adlı eserinde konuyla ilgili olarak şunları söyler: ‘Oyun; çocuğu büyümeye ve olgunlaşmaya doğru çeken bir iç güçtür. Onu belli bir seviyeden daha olgun, daha akıllı bir seviyeye doğru çeker götürür. Birçok şey oyun heyecanı ile öğrenilir. Bedenin gelişmesi de oyun sayesinde normal seyrini izler.’

İmam-ı Gazali ’nin bu konuda annelere ve bütün eğitimcilere verdiği cevap oldukça dikkat çekicidir: ‘Çocuğu, oynamayı men edip devamlı ders çalışmaya zorlamak onun kalbini öldürür, zekâsını iptal eder ve hayatının neşesini kaçırır. Sonunda çocuk dersten kurtulmak için hile düşünmeye başlar.’

            Çocuğun gelişiminde, oyunun ayrı bir yeri ve önemi vardır. Oyun oynayan çocuklarda yaşına göre kazanılması gereken beceriler hızla gelişirken, oyun oynamaktan yoksun bırakılan çocuklarda bu beceriler yavaş gelişmektedir. Oyun, genellikle birden fazla kişiyi kapsar. Tek başına oynanan oyunlar çocuklara sınırlı beceriler kazandırırken, grup halinde oynanan oyunlar, tam anlamıyla çok yönlü bir eğitim ortamını oluşturur.

Oyunun, çocuğun gelişimi üzerindeki etkileri saymakla bitmez. Koşma, zıplama, yakalama, top peşinde koşma gibi eylemler içeren oyunlar, çocuğun bedensel gelişimine katkı sağladığı gibi kan dolaşımını hızlandırarak çocuğun beyin gelişimine, sinir sisteminin gelişimine, kas gelişimine de olumlu katkılar sağlar. Oyun oynayan çocuklar biriken enerjilerini bu yolla attıkları zaman bedenlerinde gevşeme ve rahatlama yaşarlar.

            Oyun, çocuğun duygusal gelişimine katkı sağlar.  Arkadaşlarıyla sağlıklı iletişim kurmasına, duygularını sözel olarak ifade edebilmesine ve böylece saldırgan davranışların azalmasına, beden dilini ve mimiklerini tanıması için uygun ortamı oluşturur. Oyun ortamında başkalarını anlama, kendi sevincini yaşama imkânı elde edildiğinden oyun, çocukların hissi ve fikri becerilerinin gelişimine katkı sağlar.

Oyun ortamında çocuk, kendini kontrol etmeyi ve toplumsal kuralları öğrenir. Akran gruplarıyla oynanan oyunlarda, kendi aralarında kurallar koymaları, yenilgiyi, dışarıda kalmayı kabul etmeleri, kavga ettiklerinde uzlaşmayı öğrenmeleri, kontrol sistemlerinin gelişimini hızlandırır.

            Oyun, çocuğun sosyal gelişimini tamamlamasına yardımcı olur. Çocuk, oyun esnasında yeni insanlarla tanışıp sohbet etmeyi, paylaşmayı, düşüncelerini savunmayı öğrenir. Doğuştan kendisine verilen yetenekleri oyun ortamında keşfederek onları geliştirmeyi öğrenir. 

            Oyun, çocukları ileride üstlenecekleri rollerine hazırlayarak, çocukların yetişkinlik döneminde hayatı daha kolay anlamalarını ve hayata daha kolay tutunmalarını sağlar. Bir kız çocuğunun oynadığı bebeğe mama vermesi, onun elbiselerini değiştirmesi, ona banyo yaptırması gelecekte toplumun ona yükleyeceği annelik görevine hazırlığının göstergesidir.

           Oyun çocuğun psikolojik dayanıklılığını arttırır. Günümüzde yaşanan birçok psikolojik rahatsızlığın nedeninin çocukluk döneminde yaşanmayan ya da yarım kalan yaşantılardan kaynaklandığı gerçeğini kabul edersek, oyunun önemini daha iyi anlarız. Oyun esnasında çocuk bastırılmış duygularını yüzeye çıkarıp yaşayacağından, oyun bir terapi görevi görür. Çocuğu oyun esnasında gözlemlediğimiz zaman onun kişilik yapısını daha iyi tanırız. Çocuğun seçtiği oyunla kişiliği arasında bir bağlantı vardır. Bazı çocuklar oyun denince futbol oynamayı seçerken bazı çocuklar hareket gerektirmeyen resim yapma- yapboz gibi oyunları seçebilmektedirler. Çocukluk çağında kendini oyun yoluyla tamamlayamayan çocukta ileriki yaşantılarında yaşanmamışlıktan dolayı eksiklikler ortaya çıkabilmektedir.

            Oyun esnasında çocuğun yaşamış olduğu duygular yüzeye çıkar ve yaşanmaya başlanır. Bebekle oynayan kız çocuğunun onu kardeşinin yerine koyması onun saçını çekmesi, ona zarar vermeye çalışması kardeş kıskançlığının habercisi olabilmektedir. Aynı şekilde oyun esnasında baba rolünü oynayan bir erkek çocuğunun sürekli çocuklara emir vermesi, onlara zarar vermeye çalışması, onları dövmeye çalışması babasıyla arasında duygusal bir bağ kuramadığının göstergesi olabilmektedir.

            Oyun sayesinde çocuklar taklitle meslekleri öğrenmeye ve benimsemeye başlarlar.  ‘Ben polisim, Ben öğretmenim, Ben doktorum…’ diyerek o role bürünüp mesleği tanımaya çalışırlar. Çocuklar arasında oynanan ve kendi tabirleriyle ‘doktorculuk, öğretmencilik, polisçilik’ diye adlandırılan oyunlar, bu guruba giren oyunlardır.

            Oyunun bilgisayar ortamında değil de doğal ortamda oluşması kazandırdıkları itibariyle önemlidir. Bilgisayar ortamında çocuk pasif bir durumda öğrenmelere kapalı kalırken, doğal bir ortamda oluşan oyunda aktifleşebilmekte ve öğrenmelere açık bir duruma gelebilmektedir.

            Oyun ne zaman zararlıdır? Oyunun bu kadar iyi yönleri olabildiği gibi kontrolsüz ve doğal ortamda oluşmayan oyun, çocuğa fayda yerine zarar verebilmektedir. Eğer çocuk kendisinden beklenen görev ve sorumlulukları yerine getiremiyor ve buna oyun engel oluyorsa o zaman zararları başlamış demektir. Ayrıca, amacı kişilerin birbirilerine üstünlük kurmak, zarar vermek,  birbirilerine zarar vermek olan ve son zamanlarda çıkan bir takım sanal oyunlar,  çocuklara şiddeti öğretebilmekte ve onları şiddete teşvik etmektedir.

            Oyunu evimizde bir eğitim aracı olarak kullanabiliriz. Öğretmek istediğimiz bir şeyi oyun yoluyla çocuğa kazandırmak hem öğrenmeyi hızlandıracak hem de öğrenmeyi keyifli bir hale getirecektir. ‘Renkleri öğretirken bana kırmızı bir şey bulun bakalım kim daha çabuk bulacak?’ dediğimizde çocukta öğrenmeye ve bulmaya karşı farklı bir heyecan gelişecektir. Aynı şekilde odayı toplarken ‘Gereksiz eşyaları en fazla kim bulacak?’ ‘En fazla eşyaları kim toplayacak?’ diye bir öneride bulunmamız çocuğunuzun motivasyonunun artmasına sebep olacaktır.

            Çocuklar, kendi yaşıtlarından çocuklar olmayınca yalnız oynamak yerine anne –babayla oynamak isterler. Böylesi bir ortam oluşturmak çocuğumuzla bizi duygusal olarak sizi birbirimize yaklaştıracaktır.

             ÖNERİLER:

  • Alacağınız oyuncağı çocuğunuz seçebilecek olgunluktaysa seçmesine izin verin. Çocuk oyuncağı kendisi seçerse daha değerli olur, seçimi kendisi yaptığından dolayı tek başına karar verme yetisine katkı sağlanır.
  • Anne baba olarak çocuğunuza oyuncak alırken fazla abartıya kaçmak, çocuğun dünyasında oyunu ve oyuncağı değersizleştiren bir davranış şeklidir.
  • Evinizde mümkünse bir oyun köşeniz olsun. Çocuk orada istediği oyunları arkadaşlarıyla rahatça oynayabilsin.
  • Oyun malzemelerini çocuğa yeteri kadar vermeye çalışın. Eksik ya da fazla verilen oyun malzemeleri çocuklarda huzursuzluğa neden olarak oyun malzemelerinin israfına, oyunun yarım kalmasına yol açar.
  • Çocuğunuz sizinle oynamak isterse, gününüzün küçük bir vaktini ona ayırın. Böylesi bir davranış çocuktaki gelişimi destekleyici bir durum oluşturacaktır.
  • Çocukların unuttuğu körebe, seksek, çelik çomak gibi oyunları birlikte oynayarak onlara öğretin. Klasik oyunların onlara daha çok şey katacağını unutmayın.
  • Oyun çocuğun lisanıdır. Oynamayan ya da oynamasına izin verilmeyen çocuk lisansız kalır. Anne babasına ve çevresine kendisini ifade edemez.
  • Oyun arkadaşlarını kendi kültürüne ve yaş özelliklerine uygun seçin. Çocuklar iyiyi ya da kötüyü kendi aralarında öğrenmektedirler.
  • Çocuğunuzu, bilgisayar oyunları yerine, yaşıtlarıyla oynayabileceği grup oyunlarına yönlendirmeniz onu aktifleştirecektir. Hem bedene ne hem de ruhen canlılık kazanmasının yollarını açacaktır.

    Ofisimizde Verdiğimiz Hizmetler: Adana da Psikolog, Adana da Aile Danışmanı, Adana da Evlilik Terapisi, Adana da Ergen Terapisi, Adana da Çocuk Psikologu, Adana da Pedagog Hizmeti, Bireysel Terapi, Psikolojik Kökenli Bozukluklar için Cinsel Terapi, Tüm Dünyaya Yönelik Online Terapi Hizmetleri, Psikolojik Gelişimsel Testler, Öğrenci koçluğu ve Eğitim Danışmanlığı, Belediye ve Sivil Toplum Kuruluşları İçin  Seminer ve Konferans Çalışmaları